Kitap Yorumu: Sadece Dinle - Sarah Dessen

Sadece Dinle – Sarah Dessen


Orijinal İsmi: Just Listen
Sayfa Sayısı: 420
Baskı Yılı: 2008
Çevirmen: Bengi Akşehirlioğlu
Yayınevi: Artemis Yayınları

Arka Kapak

   “Ben Annabel’im. Her şeye sahibim. Manken gibiyim, akıllıyım, sosyalim. Şanslılardan biriyim. Peki, acaba gerçekten öyle miyim?”

   Annabel Greene, her şeyi olan kızdı. En azından Kopf’s mağazalarının reklamlarındaki rolü şuydu: En iyi öğrenci, popüler ponpon kız, arkadaş grubunun gözdesi, mezuniyet balosunun göz alıcı kraliçesi. Oysa gerçek hayatta, Annabel hiçbir şeyi olmayan kızdı: Kötü-kalpli-ama-ilginç Sophie ile olan arkadaşlığı pis söylentilerle sona erdiğinden bu yana yakın arkadaşı kalmamıştı. Ablasının yeme bozukluğu ailesini meşgul ettiğinden evde de huzuru yoktu. Annabel, aklındakileri ve içinden geçenleri kimseyle paylaşamıyordu. Derken Owen Armstrong ile tanıştı. Yoğun, müzikle haşır neşir ve sonuçlar ne olursa olsun, daima gerçeği söylemeye kararlı bir gençti Owen. Sorunlarıyla yüzleşmekten nefret eden bir kız, şeffaflığa tutkun bir çocukla duygusal bağ kurabilir miydi? Ve Annabel, acaba Sophie ile arkadaşlığını sona erdiren o gece aslında neler olduğunu anlatma cesaretini kendinde bulabilecek miydi?

   Eşsiz yazar Sarah Dessen Türkiye’deki genç okurlarıyla Sadece Dinle aracılığıyla ilk kez buluşuyor.

   “Dessen, karakterlerinin iç dünyalarıyla dış çevrelerini irdeliyor ve onların kusurlarını, insani yanlarını, mücadelelerini ve başarılarını gözler önüne seriyor. Roman hem karmaşık hem de inandırıcı bir şekilde gençlerin zihnine dalıyor, bu zihinlere hayat veriyor. Okuyucular, çevirdikleri her sayfayla beraber karakterler hakkında daha fazla şey merak ediyor.”

-School Library Journal

   Sarah Dessen: Sarah Dessen, çağdaş ilkgençlik romanlarına odaklanmış bir yazardır. Kitaplarından birçoğu ödüller almıştır ve son romanı The Truth About Forever (Sonsuzluk Hakkındaki Gerçek) (Artemis, 2009) gelmiş geçmiş En İyi On Gençlik Kitabı arasında gösterilmiştir. Yazar Kuzey Carolina’da yaşamaktadır.


Yorum

   Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Bu gün oldukça keyifli ve bir solukta biten bu kitabın yorumunu yapacağım.

   Kitabı gerçekten bir solukta bitirdim, oldukça akıcı kendini okutan bir anlatıma sahip bir kitaptı. Karakter yönünden de iyi bir kitaptı. Duygusal yönleri oldukça güzel işlenmişti.

   Bazı yerlerde Annabel’e kızdım. Anlat işte daha ne duruyorsun diye söylendiğimde oldu. Whitney ve Kristen - Annabel’in ablaları - karakterlerini bir birlerine zıt karakterler olmalarına rağmen sevdiriyorlar kendilerini. Özellikle yeme bozukluğu olan ablasının –sanırım Whitney’di- ilerinde nasıl olacağını merak ettiriyordu.

   Birde Mallory var tabii. Çok konuşan devamlı kıyafetlerden ve modadan bahseden birisi. Biraz gıcık olduğumu söylemeliyim. En beğendiğim karakter Owen. Ah o Owen yok mu harika bir şey.  Dürüstlüğüne hayranım. Annabel ve Owen’in müzik hakkında ki tartışmaları da ayrı bir konu. En çok eğlendiğim kısımlardan biri. Kitapta bariz bir şekilde aşkın ön planda olmaması gayet güzeldi.

   Kitap söylemek istediğimiz ancak söyleyemediğimiz şeyler üzerineydi. Söylemek istediklerimiz ne kadar zor dile getirilse de bunu yapmamız gerektiğini çok güzel bir şekilde anlatıyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka okuyun.

Puanım


Sevgiyle Kalın…

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Kitap Yorumu: 1984 - George Orwell | Bloggerlar Okuyor - Nisan 2016

Dizi Yorumu: Angel Eyes (2014)

Kitap Yorumu: Aşkın Peşinde - Zekeriya Efiloğlu