Kitap Yorumu: Günahkâr - Fırtına Hamide (Günahkâr #1)

kitap yorumu gunahkar firtina hamide bayan safir mavi

Sayfa Sayısı: 485
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Postiga

Arka Kapak

Çaresizdi, acizdi, aşıktı, ağlaktı ve bütün bunları solda sıfır bırakan bir sıfatı vardı; lanet olası bir metresti. 
Her ailenin günahını ödeyen biri vardı. Koçbaş ailesinde ise günahların diyeti Gül’e kesilmişti. Acımasızca kurban edilmişti. On dokuz yaşında bir öğrenciydi, hayatı değişmeden evvel. O eve, o adama adım attığında iffetiyle beraber yüreği de terk etmişti bedenini. Gücü yettiği kadar nefret etmiş ama kaçamamıştı aşktan. Kendisi gibi olgun bir adamın çocuk sayılacak bir kızdan istediği tek şey intikamdı! Aptal yerine konulmanıncezasını o kız, hanesine misafir olarak ödeyecekti. Aşk ve günah bize Âdem ve Havva’dan mirastı. Günah insanlığın varoluş sebebi ve aşk, kocaman bir hüznün başlangıcıydı bu hikayede.


Alıntılar

Şimdi ise boş sözler veren adam vardı, süpermeninden arda kalan. Meğer kumdan kaleleri varmış, şimdi bir fırtınaya uğrayan.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 
Gözleri, az evvel tespit ettiği gerçekle birlikte dehşetle açıldı. ona aşık olamazdı! O, yasak elmaydı! İmkansızdı! Yüreğine haramdı!
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 
"Her günah cehennemi çağrıştırıyor. Benim cehennemim de sensin! Cayır cayır yakıyorsun beni. Canım yanıyor, canım! Görmüyor musun?
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 
"Bahar'la beraber sen de gittin, anne. Üzerime titreyişin,  beni de titretti. Soğukta kalmş it gibi titredim yalnızlığımda."
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 
Ne onunla, ne onsuz değildi düşündüğü. Ya onunla, ya onunlaydı zihninde bir ampul gibi yanan.
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 
"Bu sefer iddialıyım."
"Gitmekle mi? Harika bir karar, yolun açık olsun."
"Ben zaferden bahsediyorum.2
"Zaferine olamayacağım için çok üzgünüm."
"Mutluluğuma olursun belki. Mutluluğumuza..."


Merhabalar arkadaşlar, nasılsınız? Ben iyiyim, şu sıralar blogda epeyce vakit geçiriyorum ve bu beni çok rahatlatıyor. Bu yazı da uzun zamandır yayınlanmayı bekliyor. :) Blogda ki fotoğrafların elimden geldiğince bana ait olmasını istediğimden bu yazı gecikti. Fotoğrafı geçen hafta çektim ama kameradan bilgisayara aktarmaya vakit bulamadım. :) Neyse işte, sonunda bu yazıyı yayımlıyorum. :) 

Gelelim bugün yorumlayacağım kitaba. Günahkâr, benim uzun zaman önce okuduğum bir hikayeydi. Facebook'ta Fırtına Hamide tarafından yayınlanıyordu. Hamide ablanın daha önce birkaç hikayesini okumuştum. Bu hikayesini de epeyce okumuştum ama finalini okuduğumu hatırlamıyorum. Bu kitabında bende İlknur ablanın kitapları (Satılık - Karanlığın Külleri) gibi çok ayrı bir yeri var. Kitabı okumaya başladığımda olsa olsa yarısını okumuşumdur diyordum fakat tamamını hatta biraz daha fazlasını okumuşum. :D Yani o son beni pekte çıldırtmadı açıkçası. :D 
Bu kitabı alış sürecimi falan bir çok yerde anlattım. :D Almak için Postiga standını aşındırdım resmen hatırlarsanız. O sırada almak istememin en büyük sebebi imzaydı. Sırf bu imza fuara özel diye fuarda almak istedim kitabı. İlknur abla sayesinde iki tane aldım, diğerini benim gibi Hamide abla'nın hikayelerini çok seven kuzenime verdim. :D 

Konusuna gelirsek; Geçmişte Gül ve ailesinin bulunduğu araç kaza yapmıştır ve bu kazada Gül'ün ikiz kardeşi Bahar ölmüştür. Babası kaza yapan, diğer aracı kullanan 19 yaşındaki Yağız Hancızadeoğlu'nu, kızının kazada sakat kaldığını söyleyerek yıllarca dolandırmıştır. Yıllar sonra dolandırıldığını farkeden Yağız öfkeden köpürür ve adama borcunu ödettirmekte kararlıdır. Yalnız yıllardır adama ödediği paraların karşılığında para değil kızını ister. Ve bu şekilde Gül ve Yağız'ın yolları, hayatları birleşir. 


Gül ne kadar itiraz ederse etsin, ne kadar direnirse dirensin Yağız ile yaşamaya başlar ve sonu belli olmayan bir yola sürüklenir. İşin ucunda sadece bedeni değil kalbi de vardır. Zamanla kalbi Yağız Hancızadeoğlu'na bağlanmaya başlar. Tabi ardından olaylar silsilesi.... Geri kalanını dilerseniz kendiniz o muhteşem satırlardan okuyun...


Umarım konusunu biraz olsun anlatabilmişimdir. Spoiler vermek istemediğimden daha fazla devam etmiyorum. Hamide ablanın kalemini gerçekten seviyorum. Betimlemeleri ne çok fazla ne çok az, tam yerinde kullanılıyor ve gerçekten her şey gözünüzün önünde canlanıyor. Karakterleri oldukça iyi yansıtmıştı, özellikle de duyguları... Gül'ün çaresizliğini, hayal kırıklıklarını yüreğimin tam ortasında hissettim. Yağız'ın Gül'den sonra çektiği azapları... Her şey, her şey öyle yerinde ve tatmin edici ki söyleyecek bir şey bulamıyorum bile. 


Ama Duru'ya değinmesem olmaz.. Duru bu kitapta en sevdiğim karakter, özellikle o konuşmalarıyla kalbimde taht kurdu resmen...


Öyle işte.... Aslında daha söyleyecek çook şey var da söyleyemiyorum.. :D Okuyun ya valla. Mutlaka okuyun. 



Siz Günahkar'ı okudunuz mu? 
Neler düşünüyorsunuz? 
Paylaşın benimle.. :)

Puanım
5 puan

Sevgiyle Kalın...
sevgiyle kalin

Yorumlar

  1. Çok tatlı bir blogun var. Söylemeden geçmek istemedim. (=
    Yorum için de teşekkürler. (=

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel anlatmışsın ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil
  3. Kitabın görüntüsü de çok hoş gözüküyor. Sende çok güzel anlatmışsın ellerine sağlık :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar

Kitap Yorumu: 1984 - George Orwell | Bloggerlar Okuyor - Nisan 2016

Dizi Yorumu: Angel Eyes (2014)

Kitap Yorumu: Aşkın Peşinde - Zekeriya Efiloğlu