Kitap Yorumu: Karanlığın Külleri - İlknur Birdal
Sayfa Sayısı: 424
Baskı Yılı: 2015
Yayınevi: Postiga Yayınları
Arka Kapak
Bir adam, küllerinden yeniden doğabilir mi? Ve bir kadın,
zifiri karanlık bir yüreğe ne kadar dokunabilir?
Amansız bir mücadeledir aşk; kendinle savaşırsın,
duygularınla savaşırsın, sevdiğinle savaşırsın. Bir an gelir ayrılıkla
savaşırsın. Acısıyla, yokluğuyla, özlemiyle savaşırsın. Amansız savaşın hiç
bitmez aslında. Âşık olduğunda savaşmayı göze almalısın.
"Seninle ben olmayacak Devrim biz olacağız. Bir bütün
olacağız. Hem de öyle güzel olacağız ki, bakan hayran, duyan âşık olacak."
Alıntılar
İmkânsız aşklara inanmazdı. Aşkı için savaşmayan insanların
uydurduğu bu bahane kendisi için geçerli değildi. Afra savaşmayı seçmişti,
kaçmayı değil…
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . .
“Evde oturmaktan sıkıldım,” dedi, alt dudağını bükerek ve
Devrim’e belli etmemeye çalışarak adama biraz daha sokuldu.
“Bedenimin herhangi bir yerinde kalbime gizli bir geçit yok
güzelim. O yüzden dibime dibime sokulmaktan vazgeç.”
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . .
“Hayırdır? Beş çayı dedikodusuna mı geldiniz? Karılarınızı
geçtiniz beyler haberiniz olsun.”
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . .
“Çünkü sevda ateşle tutuşturulmuş bir ok gibidir kızım. Bir
anda deliveriyor yüreğini. Bu yüzdendir belki de böylesine yakması.”
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . .
“Amansız bir mücadeledir aşk; kendinle savaşırsın,
duygularınla savaşırsın, sevdiğinle savaşırsın. Bir an gelir ayrılıkla
savaşırsın. Acısıyla, yokluğuyla, özlemiyle savaşırsın. Amansız savaşın hiç bitmez
aslında. Âşık olduğunda savaşmayı göze alamazsın.”
Merhabalar arkadaşlar, nasılsınız? Ben çok iyiyim. Dün Kafes’i
bitirdim. Harikaydı. Yorumunu en kısa zamanda gireceğim inşallah. Ayrıca Elif
Yılmaz’ın Romantik Oyun adlı kitabına başladım. O da keyifli ilerliyor. Birkaç
gündür kendime vakit ayırıp bol bol kitap okuyup film izledim. Çok keyifli bir
hafta sonuydu. Sizin hafta sonunuz nasıldı? Yazın yoruma. :) Bu kitabın yorumu
uzun zamandır yazılmayı bekliyordu. Sonunda bilgisayarı karşıma alıp yazmaya
koyulabildim. Bu arada ufak bir uyarı bu yorum İlknur ablanın ilk kitabı olan
Satılık’tan spoiler içerebilir.
Evet gelelim kitabımıza.. Öncelikle konusundan bahsedeyim.
Kitap Afra ve Devrim ikilisi üzerinde dönüyor. Afra, Devrim’e 6 yıldır platonik
bir şekilde aşıktır. Tabi bu 6 yılın içince son 3 yıldır Devrim’in ölü
sanılması da dâhildir. Öldü sandığı halde aşkından vazgeçmeyen Afra, Devrim
ortaya çıktıktan yaklaşık bir sene sonra sonunda cesaretini toplayıp adamın
karşısına çıkmıştır. Tabi ortak olarak. Ufak oyunlarla Devrim’i kendine âşık
etmek isteyen Afra’nın planları Devrim’in keskin zekâsıyla bozulmuş ve ona âşık
olduğunu ve 6 yıldır onu sevdiğini itiraf etmek zorunda kalır.
Devrim, geçmişte yaşadığı olaylardan dolayı kalbini aşka
kapatmış ve tek gecelik ilişkilerle gönül eğlendiren bir adamdır. Bu sebeple
ilk başlarda Afra’nın hareketlerinden şüphelenmiş ve Afra’nın kendisine âşık
olduğunu öğrendiğinde genç kadını kendinde uzak tutmak istemiştir ve bu sebeple
büyük hatalar yapmıştır. Afra’nın sevgisini saplantı olarak görmüş ve geçmişte
yaşadıklarını tekrar yaşamak istememektedir.
Kitabın genel konusu bu şekilde umarım anlatmayı
becerebilmişimdir. :D Kitap Satılık’taki gibi olaylar ile dolu değildi. Fakat
karakterlerimizin iç dünyaları, duygu karmaşaları, kendileriyle mücadeleleri
oldukça iyi işlemişti.
İlknur ablanın kalemi cidden bu kitapta daha iyiydi. Olay
akışı, kurgunun bütünlüğü, duygu analizleri çok iyiydi. Kitapta sevdiğim
noktalardan biri ilk yarıda Afra Devrim’in peşindeyken, diğer yarıda bunun tam
tersi, Devrim’in Afra’nın peşinde olmasıydı.
Kitabın başlarında Devrim’e hak vermedim desem yalan olur.
Sonuçta saplantılı bir aşktan yeni yeni kurtulmuş bir adam olduğundan sütten
ağzı yanan misali Afra’yı kendinden uzak tutmasını anlayabiliyorum. Fakat
yaptığı salaklıklar ve gerçekten Afra’yı kendinden uzaklaştırabilmesi içimdeki
vahşiyi ortaya çıkarabilirdi amaaaaa – burada kocaman bir ama var- aklının
başına gelmesi ve Afra’nın peşinden koşması, kendini affettirmeye çalışması da
beni yatıştırmaya yetti.
Kitapta sevdiğim bir diğer nokta ise Umut! Bu karakter
olmazsa olmazdı cidden. Çünkü böylesinde duyguları derinlemesine işleyen bir
kitapta her şeyi alaya alabilen ve hayata pozitif bakabilen bir karakter
lazımdı.
Bir diğer nokta daaaaa…. Devran, Bade, Hüzün üçlüsünü
görebilmekti. Cidden hele Devrim’in Bade’yle olan ilişkisi, Allah’ım çok
tatlıydı.
Değinmem gereken bir nokta daha var ki o da Afra’nın
annesiyle ilgili olan kısımdı. Okuyanlar çok iyi bilir. O kısım beni fena
etkiledi.
Öyle işte… Kitap çok etkileyiciydi. Ben çok severek okudum.
Bunda tabii İlknur ablanın da çok etkisi var. Bir ara İlknur ablanın, Hamide
ablanın, Yasemin Yaman’ın(Henüz kitap olarak alıp okumasam da), kitaplarını
neden beni bu kadar etkilediğini ve sevdiğimi detaylı bir yazıda yazacağım.
Şimdilik bu kadar... Uzun bir yorum oldu farkındayım ama
işte İlknur ablamın kitabı, kendimi konuşmaktan alamıyorum. :) En kısa zamanda
yeni bir yazıyla geri döneceğim, görüşmek üzere…
Puanım
Sevgiyle Kalın…
Yorumlar
Yorum Gönder